Ben kimim?

Fotoğrafım
1961, Eskişehir Sivrihisar doğumluyum. Liseyi Kabataş Erkek Lisesi'nde, üniversiteyi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okudum. Anesteziyoloji ve Reanimasyon eğitimimi GATA'da tamamladım. 1993 Eylül'ünden 2011 Şubatına dek Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji Anabilim Dalı'nda çalıştım. 15 Şubat 2011 tarihi itibariyle emekli olup İstanbul'a yerleştim.

15 Haziran 2010 Salı

ÇOK YAKLAŞTI

Evet, zaman çok yaklaştı artık. Kısmet olursa 19 Haziran Cumartesi günü teknede olacağım. Liman başkanlığı'na sunulmak üzere kaptan ve mürettabatın bilgileri Yüksel Yatçılık'a yollandı. Artık, mecburen bir kaptanım ben. Mürettabatımdan önce Marmaris'te olacağım. Mehmet, İzmir'e uçak bulabildi Adana'dan. Oradan otobüsle devam edecek Marmaris'e. Deniz, Ümit ağabey ve Banu, Sabiha Gökçen'den 15.30 uçağı ile gelecekler Dalaman'a. Suat araba ile gelecekti. Son kararı ne oldu, şimdi nerelerdedir, bilmiyorum.

Cumartesi günü, ilk ben gideceğim ve kaptan olarak da tekne bana teslim edileceği için, tekneyi teslim alırken yalnız olacağım ve o sırada bana anlatılacak teknik bilgileri de çok merak ediyorum doğrusu. Sintine boşaltma vanaları, aküler, motor kontrolü, elektronik kontrol tablosundaki düğmeler, furling ana yelken, dingi ve motorunun çalıştırılması, ırgat ve sigortası vb. gibi bilgileri gerçekten merak ediyorum. Neden mi? Bir kısmına çok hakim değilim. Bir kısmına hep hoca varken dokundum, biraz da talimatla. Şimdi ise hepsini içselleştirmem lazım.

Gezginkorsanlara bu dinginin motoru nasıl çalıştırılır diye sordum. Kendi başıma daha önce hiç çalıştırmamıştım. Sağolsunlar, ayrıntılı bir şekilde anlatmışlar. Bir de uzman TV'de buldum bir eğitici video (http://www.uzmantv.com/yelkenli-motoru-nasil-calistirilir). Onun da çok yararı oldu. Dingiye kafamı taktım. İnşallah sorun oluşturmaz. Bir gece Bencik'te karaya bağlanmayı düşünüyorum çünkü. İlk hafta sorun değil de, ikinci hafta Esma ile çıktığımda hiç sorun olmamalı.

Rota için kafamda önceden oluşturmuş olduğum rota, doğal olarak hem mavitur nedeniyle defalarca gittiğim, hem de yelken eğitimlerinde üstüste iki kez gittiğimiz Marmaris-Hisarönü Körfezi-Marmaris rotası. Bu rota hem çok sevdiğim bir rota, hem ilk hocasız çıkışımızda kendimi emniyette hissetmemi sağlayacak bir rota, hem de güneye kıyasla daha sakin bir rota.

Bu konudaki önerilerini de gezginkorsanlara sordum.
Değerli bir korsan ne kadar heyecanlı olabileceğim gerçeğini teslim ettikten sonra, şöyle dedi:

"Tayfun Korsan, eminim çok heyacanlısınızdır...
Öncelikle hiç endişelenmeyin derim.
Hisarönü seyri uğrayacağınız liman ve koylarıyla oldukça güzel bir rota.
Benim önerim;
1.gün; Marmaris-Çiftlik koyu yaklaşık 12 nm. Aborda olabileceğiniz, kıçtankara tonoz alabileceğiniz veya alargada kalabileceğiniz çeşitli seçenekler mevcut. Biz kıyıda Deniz Restoranı tercih ediyoruz ama başka seçenekler de var. Deniz Restorana giderseniz Hayrullah Beye selamlarımızı söyleyebilirsiniz.
2.gün; Serçe veya Bozukkale de geceleyebilirsiniz. Hangisini tercih ederseniz dönüşte diğerine uğrayabilirsiniz. Serçe koyunda girişte iskele veya sancağınızda tonoz alabileceğiniz yerler ve restoranlar mevcut. Bozukkale için de benzer alternatifler var.
3.gün; Adaboğazı veya Bozburun gezilip gece Söğüt veya hemen üzerindeki Oktobus'un (adı aklımda böyle kalmış) güzel tonoz alabileceğiniz iskelesine bağlanabilirsiniz.
4.Gün; Sabah kahvaltınızı Dirsek koyunda yapıp akşama Selimiyede Çeto'nun Girit Pansiyonuna bağlanabilirsiniz.
5.gün; Orhaniye, Kızkumu gezilip akşamına Bencik koyuna demir atar güzel bir gece geçirebilirsiniz.

Ve artık dönüş yolu; aradan geçen bu güzel günler sizlerin tekneye uyumunuzu ve güveninizi de artırmış olacağından artık daha uzun seyire de hazırsınız Smiley Hatta deneyim için bir gece seyri de yapabilirsiniz...Tadı damağınızda kalacaktır...
6.gün; Bencik-Bozukkale veya Serçe
7. Son gün Marmaris...

Bu gezi de belki Symi adasını da ziyaret edebilirsiniz... Gözkırp

Pruvanız neta rüzgarınız kolayına olsun...
Selametle..."

Sağolsun. Yine aynı korsan, Göcek rotasını da aşağıdaki satırlarla tavsiye etmiş:

"Göcek koyları eminim eşinizin daha çok hoşuna gidecektir. Hem yanyana eşsiz güzellikte birçok koyun olması, uzun seyirler gerektirmemesi (ilkgün ve son gün hariç Smiley ) Hem de Göcek körfezinde veya Fethiye körfezinde yelken pratiği yapabilecek olmanız nedeniyle düşünmenizi öneririm.
Eşiniz ilk kez yelkenli tekne ile sizinle başbaşa çıkıyorsa, ilerdeki tekne yaşantınız ile ilgili beklentilerinizi, yelkenli hayallerinizi pekiştirecek bir rotadır..."

Bir diğer değerli korsan arkadaşımız (yazılarından çok yararlandığım) da şunları yazmış:

"Rota güzel, muhtemelen tekne de eksiksizdir, umuyorum geri kalan herşey yolunda geçer siz de mutluluklar hanesine bir çizik daha atarsınız.

Benim önerilerim şöyle:

1-Tekneye geldiğiniz gün, erken bile olsa, hemen demir alıp uzun bir yere seyretmeyin. Marinada kalın. Bu hepimiz için geçerli. Genelde kafamızda veya tatil öncesi haritalarda oluşturduğumuz plana uymak için aceleci olup, hemen seyre çıkmak, uzun uzun merhaleler katetmek için yanıp tutuşuyoruz.
Unutmamak lazım ki "teknecinin tatili, tekneye binince başlar"...

Özellikle ekipte-sadece sizi kastetmiyorum- ilk defa seyre çıkacaklar varsa, onların tekne hayatına adapte olmalarını sağlamak açısından bir gece marinada kalmak bence başlangıçta hiç de kötü bir düşünce değil.

2-Haziran sonu, artık meltemlerin oturduğu dönemler. Sabahları rüzgara doğru, dönüşte de öğleden sonraları çıkıp rüzgarı arkadan almak mantıklı olacaktır.

3-Eğer birbirinin eşi tecrübelere sahip bir ekiple çıkılıyorsa,  en azından sorumluluk açısından bir kaptan olması lazım. Bu önceden tespit edilebilir, ya da gün içinde falan değiştirilebilir. Ama eğer yoksa, -şimdiye kadar başıma gelen nahoş tecrübelerden- sorun olabilir. Genelde herşey yolunda gidiyorsa bir sorun olmuyor ancak, işler sarpasarınca, bir kaptana ihtiyaç duyuluyor her zaman...

4-Hem gittiğiniz rota, hem gittiğiniz yerler açısından gayet kolaylıklı bir rota. Aksilikler olursa, çözmek için her zaman her türlü imkan bulunabilir. Muhtemel o dönemde o civarda seyirde olan birçok GeKo teknesi olacaktır. (Misal biz 25 Hz-10 Temmuz arası Hisarönü/Bodrum arası biryerlerde olacağız) İçiniz rahat olsun...
Bir koca dünya arkanızda Gözkırp

Selametle gidiniz"

Göcek rotası ile tavsiyelerini sorduğumda ise bir korsan arkadaşımızın yazdıkları aşağıdaki gibi olmuş:

"Sevgili Tayfun Korsanım,
Marmaris göcek rotasında ;

1- Aksazlar askeri bölge olduğu için Yılancık adasının güneyinden geçmeye dikkat et ve başıma geldi askeri eğitim günlerini öğren telsizin 16. kanalda açık dursun.

2- Ekincik'teki birçok koy sana liman olabilir ve istersen Mymarina'ya bağlanabilirsin restoranında gece keyifli bir yemek yiyebilirsiniz ama biraz pahallıdır. Ekincik önünde isterseniz rahatlıkla alargada kalıp sahilde bir bayanın işlettiği güzel bir restorant var orada geceliyebilirsiniz.

3- Ekincik'e alternatif olarak bu rotada görmeniz gereken Dişibilmez koyunun kuzeyucunda AŞI koyu güzel bir geceleme yeridir.

4- Göcek girişinde Ağlimanını tavsiye edebilirim. Karaya çıkıp tarihi bir yürüyüş yapailirsiniz.

5- Göcek'te ise neresi olursa olsun heryeri güzeldir. Tersane adasında oğlak yemenizi tavsiye ederim.

 Bu sene Göcek'te heryer şamandiralı olmuş bağlanma ve gecelemeniz problem olmaz. Demir atılması birçok yerde yasaklanmış.
Benim tavsiyem dönüşte uzun seyir yapıp tek seferde Göcek-Marmaris 'e ulaşmanız olurdu.
Kıyı seyri yapacağınız için hiçbirşey için endişelenmeyin.
Zaten hertarafınızda korsanlar olacaktır."

Hepsi sağolsunlar. Kendimi güvende hissetmemi sağladılar. Artık biliyorum ki, gezdiğim sularda, oralarda bir yerlerde, belki biraz uzakta, belki de umduğumdan daha yakınlarda bir korsan mutlaka olacak.
Bu sayfadan onlara selam yolluyorum.

Üstüste iki hafta, Çiftlik, Serçe, Bozukkale, Bozburun, Dirsekbükü, Selimiye, belki Turgut köyü, Bencik klasik olarak sıkça gördüğüm, her seferinde hayran olduğum demirleme yerleri. Cesaret edebilirsem belki bu kez aralarına Sadun Boro üstadın Vira Demir adlı kılavuz kitabından beğendiğim yerleri de ekleyebilirim belki: Sığ liman, Tavşanbükü gibi.

Tabii ki aslolan denizde olmak, seyahatte olmak, yelken yapmak, yorulmak, bir limana sağ salim varabilmek, başarmanın keyfini yudumlamak, sevdiklerinle birlikte olmak, yeni şeyler öğrenmek, yeni anlar yaşamak, günün sonunda keyifle uzanıvermek, teknenin ve ekibin sana emanet edildiğini unutmadan onbeş günün emniyette ve keyifli geçmesini sağlamak.

Zaman yaklaşıyor, heyecanım giderek artıyor.